Çocuk terapisinin yetişkinlerden en büyük farkı çocukların terapiye kendi istekleriyle değil bir yetişkinin veya ebeveynlerinin yönlendirmesiyle katılmalarıdır. Çocuklar her zaman kolaylıkla işbirliğine yanaşmayabilirler. Bu durum terapist ile hasta-danışan arasındaki iletişimi daha farklı boyuta taşır.

Çocuk ve ergen terapisinde amaç; oluşan veya oluşabilecek duygusal ve davranış problemlerinin çözülmesi kadar ileri yaştaki ruhsal yapının ve kişilik özelliklerinin yapılandığı bu dönemin en sağlıklı şekilde desteklenmesidir.

Terapi sırasında terapistin çocuk veya ergenin gelişim evresine göre takınacağı rol ve sözel anlatım kalıpları çok önemlidir. Çocukların dünyaya bakışları, nesne algılama ilişkileri yetişkinlerden çok farklıdır. Hiçbir zaman unutmamalıyız ki çocuklar kendilerini yetişkinler gibi ifade edemezler. Oyun terapinin uygulama aşamasında ana unsurdur. Çocuğun oyun sırasındaki etkinlik durumu davranış şekli ve anlık rol değişimleri yetişkinlerdeki bilinçaltı çağrışım algılarına eşdeğer bulgular verir.

Aslında çoğu zaman çocukların ruhsal yapıları yetişkinlerden daha sağlıklıdır. Çocukta görülen ruhsal problemler genellikle yetişkinlerin veya ebeveynlerinin olumsuz- uygunsuz davranış ve iletişimlerinden kaynaklanır. Bu gibi durumlarda terapistin rolü terapiden çok çocuğu koruma misyonuna dönmektedir.

Çocuk terapisi gerektiren çocukların genellikle tek başlarına altından kalkamadığı sorunların başında ebeveyn kaybı, aile kaybı, ağır bir kaza, hastalık veya deprem, heyelan, yangın gibi büyük felaketler gelmektedir.