Kendimi Dört Duvar Arasında Sıkışmış Hissediyorum!
Kendimi Dört Duvar Arasında Sıkışmış Hissediyorum!
Kendinizi dört duvar arasında sıkışmış hissediyorsanız şunu bilmenizi istiyorum ki hiç yalnız değilsiniz. Türkiye de bir çok kişi depresyon sorununu yaşamaktadır ve bu sorunu yaşayan çoğu kişi tedaviye başvurmamaktadır. Kişinin zihnine en başlarda odamda kendi başıma kalsam düzelirim, bugün havamda değilim o yüzden bir şey yapmak istemiyorum ve benzeri düşünceler gelebilir. Bu düşünceler günden güne artmaya başlar ve zamanla kişi tüm dünyasını yaşadığı dört duvar arasına kurar. Bu sorunu yaşayan bireylerin dışarı çıkmamak ve insanlarla iletişim kurmamak için farklı farklı sebepleri vardır. Bazıları diğer insanlar gibi olmadığını düşünür ve kendini o dış dünyaya ait hissetmez. Bazıları virüsten kendini korumaya çalışır. Bazıları kendini yetersiz ve değersiz hisseder. Bazıları geçmişi ile baş başa kalmak ister. Bazıları ise hiçbir şey yapmak hatta kolunu bile kaldırmak istemediğini söyler. Sebepler her ne olursa olsun herkesin tek ortak noktası kendisini cezalandırmasıdır. Potansiyelini, yapabileceklerini görememek, kendini küçümsemek, hayal kuramamak ya da sadece hayallerde yaşamak kişinin kendine verebileceği en büyük cezadır.
İnsanlar genelde olumsuzluklara odaklandıklarında acaba kendime haksızlık ediyor muyum diye pek düşünmez ama olumluya odaklandığında hayat bu kadar iyi değil acaba ben hayata toz pembe mi bakıyorum diye düşünebilir. “Kesin bu da benim başıma gelir”, “Ben şanssızım güzel şeyler beni bulmaz”, “Ben çok istedim ya kesin olmayacak” gibi sözler gündelik hayatta çok kullanılır. Bu tarz cümleler bireylerin kendilerine yönelik inançlarını yansıtır. Kişi kendini değersiz, işe yaramaz, talihsiz veya uğursuz olarak tanımlayabilir. Bireyin kendine yönelik bu inançları duygu durumunu etkiler ve karamsarlığa kapılmasına neden olabilir. Kafalarını aşağıya eğerek, kambur durarak, kişisel bakımlarına dikkat etmeyerek duygularını bedenlerinde taşırlar. Kendilerine ve hayata küs olduklarını belli ederler. Kendilerini sürekli yorgun hissederler bazen kollarını kaldıracak dermanı bile bulamayabilirler. Tüm günü yataklarında geçirmek isteyebilirler. Aynı zamanda dikkat dağınıklığı sorunu yaşarlar ve bu durum yapmakla sorumlu oldukları işleri aksatmalarına neden olabilir. Zamanla da dış dünyadan uzaklaşmaya başlarlar.
Peki Bu Durumdan Nasıl Kurtulabilirsiniz?
Kendinizle, dünyayla ve gelecekle ilgili bir çok olumsuz inancınız olabilir. Hayatınızın berbat olduğunu, her şeyin sizin hatanız olduğunu ve hiçbir şeyin düzelmeyeceğini düşünebilirsiniz. Zihniniz şu anda dalgalı bir deniz gibi olabilir. Ama unutmayın ki her dalga bir gün diner. Peki bu dalganın dinmesi ve olumsuz inançlarınızdan kurtulmanız için ne yapmalısınız? Sahip olduğunuz tüm iyi şeyleri düşünmelisiniz ve yazmalısınız. Önce kendinizden başlamalısınız. Mesela; gözümün rengini, bedenimi, saçımı, boyumu, yaptığım resimleri, sesimi, taklit yeteneğimi, kibarlığımı, asiliğimi, dürüstlüğümü veya sakinliğimi seviyorum gibi kendinizle ilgili beğendiğiniz her şeyi yazmalısınız. Daha sonra da sahip olduğunuz ve sizin için değerli olan şeyleri yazmalısınız. Mesela; ebeveyn, kardeş, çocuk, kuzen, arkadaş, para, araba, ev, iş, meslek gibi. Burada önemli olan kağıdınıza kaç madde yazdığınız değildir. Bu çalışmayı yapmak için harekete geçmeniz, kendinizi ve hayatınızı fark edebilmeniz önemlidir.
Farkındalığınız arttığına göre artık sıra hayal kurabilmenizdedir. Hayal kurarken sizin için yapması mümkün olan şeylerden başlayın ve zamanla hayallerinizde ki standartı yükseltin. Daha sonra yapmak istediğiniz şeyi her sabah, akşam tekrar ederek yapabileceğinize inanın ve hayaliniz doğrultusunda harekete geçin. Her gün hareket etmeniz çok önemli. Günlük olarak yürüyüş ve spor yapmalısınız. Ev içerisinde ki temizlik, yemek işlerini yapmak bile sizi harekete geçerir. Ne demişler; “İşleyen demir pas tutmaz”. Dışarı çıkmaya ve insanlarlarla iletişim kurmaya karşı isteksizliğinizle mücadele edin. Zamana ihtiyacınız olduğunu unutmayın ve başaramıyorum gibi olumsuz düşüncelere kapılmayın. Haftalık program yapmak bu süreçte işinizi kolaylaştıracaktır. Depresyon döneminde ki bireylerde genellikle erteleme davranışı görülür ve bu ertelemenin bir sonu yoktur. Kişi sorumluluklarını ertelediği gibi tedaviye de erteler. Bu sorunu yaşayan insanlar için hareket etmek, herhangi bir işle ilgilenmek zordur ama imkansız değildir. Kişi bu sorunları yaşıyorsa mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına danışmalı ve tedaviyi ertelememelidir.
Depresyon Tedavisi Nasıldır?
Birey ile değerlendirme görüşmesi yapılır ve bu görüşme sonucunda kişinin depresyon düzeyi (hafif-orta-ağır) belirlenir. Yapılan değerlendirme doğrultusunda ilaç+psikoterapi ya da yalnızca psikoterapi tedavisi uygulanmaktadır. Bilişsel davranışçı psikoterapi ekolünün depresyon tedavisinde etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Psk. Dilara Koç