Cinsel Terapide Cinsel Kimlik Oluşturma
Cinsel kimlik kişinin biyolojik olarak sahip olduğu cinsel özellikleri ifade etmektedir. Bunlar kromozomlar, hormonlar, iç ve dış cinsel organlar ve Üreme hücrelerinin geliştiği dokular ve ikincil cinsiyet özellikleridir. Toplumsal cinsiyet algısı, özdeşim kurma ve cinsel yönelim cinsel kimliğin belirlenmesinde etkin rol oynamaktadır.
Cinsel kimliğin oluşumunda toplumsal cinsiyet algısının toplum kabullerinin ve çevre etkisinin rol oynadığı görülmektedir. Toplumsal cinsiyet toplumsallaşma süreci ve kültürün içinde edinilen kadın ve erkek olma özelliklerine işaret etmektedir. Kadınların ve erkeklerin toplumda üstlenmiş olduğu İşlerin ve yerine getirdiği rollerin, doğal ve kendiliğinden bir iş bölümünün sonuçları olmaktan çok genelde kültürel olarak belirlenmiş ve zaman içinde değişebilir olduğunu göstermeye yaramaktadır. Hem biyolojik hem de toplumsal cinsiyeti yöneten ve düzenleyen toplumsal cinsiyet; cinsel enerji ya da biyolojik cinsiyete, evrensel sürece ve genetik değişime aileden öğrenme yoluyla edinilen davranış kalıplarına, aynı zamanda sosyal çevreden edinilen davranış kalıplarına, bireysel farklılıklara ve davranış örüntüleri ne dayandırılmaktadır.
Toplumsal cinsiyet, kadın ya da erkek olmaya toplumun ve kültürün yüklediği anlamları ve beklentileri ifade etmektedir. Aynı zamanda bireyin biyolojik yapısı ile ilişkili bulunan psikolojik özelliklerini de içermektedir. Toplumsal cinsiyet tanımlamaları cinsel kimliğin oluşumunda toplumsal cinsiyetin etkisini ortaya koymaktadır.
Biyolojik cinsiyet ve cinsiyet kimliği her zaman örtüşmez. Bazı bireyler biyolojik cinsiyetlerinden farklı olarak kendilerini karşı cinsiyete ait hissedebilirler. Transseksüellik olarak tanımlanan bu durum ilgili kişiyi biyolojik cinsiyetini değiştirmeye itebilir veya kişi biyolojik cinsiyetini değiştirmeden karşı cinse ait elbiseleri giyebilir ve karşı cins gibi davranabilir. Bazı kişiler biyolojik olarak iki cinsiyetin özelliklerini taşırlar. Bazıları biyolojik olarak tek bir cinsiyete sahip olmalarına rağmen cinsiyet kimliği her iki cinsiyete ait olma duygusu veya cinsiyet kimliğinde karışıklık durumu yaşarlar. Bu kişilerin cinsel yönelimleri dikkate alındığında farklı cinsel kimlik ve cinsel yönelim denklemleri karşımıza çıkar. Örneğin, biyolojik cinsiyeti erkek olan biri kendini kadın olarak hissedebilir ve cinsel yönelimi erkek olabilir. Biyolojik cinsiyete bağlı olarak eş cinsel yönelim gözlemlenir. Cinsiyet kimliği kişinin ne kadar kendisini kadın ya da erkek hissettiği dikkate alınırsa cinsel yönelim Heteroseksüel olur.
Kişi kendisini biyolojik cinsiyeti ile örtüşür şekilde kadın veya erkek hisseder. Cinsel yönelimi karşı cinse, hemcinsine, hem karşı cinse hem de hemcinsine olabilir. Bazı bireyler ne karşı cinsin ne de hemcinslerine erotize edebilirler.
Cinsel terapide ve haz merkezi cinsel yaşamda kişinin cinsiyet algısı ve cinsel yönelimi dikkate alınır. Özellikle farklı cinsel pozisyon alma ve cinsel yönelimler terapi sürecine entegre edilir. Bu bireyler cinsel pozisyon alma ve cinsel yönelimleri ile ilgili zihinsel karışıklık veya zorluklar yaşayabilirler. Cinsel Terapist önyargısız bu gruplara yaklaşmalı, bu grupların cinsel davranışları ve kullandıkları terminoloji hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Terapide 4 temel faktör dikkate alınır:
1) Danışanın kendini daha iyi anlamasına yardımcı olmak
2) Cinsel disfori varsa bunun çözümüne yönelik seçenekler sunmak
3) Madde kullanımı veya depresyon gibi psikolojik sorunları ele almak
4) Yaşam hedeflerini ve nasıl gerçekleştireceğini belirlemek.
Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimleri farklı şekillenmiş, bunu kabul etmiş olanlar haz odaklı cinsel yaşantılarında zorluklarla karşılaşabilirler. Bu bireylerde cinsel işlev bozuklukları görülebilir. Cinsel terapi çerçevesinde heteroseksüeller ile çalışma teknikleri bu bireylerin farklı yönelimleri dikkate alınarak uygulanır.