CİNSEL TERAPİYE GELMEK İÇİN EVLİ OLMAK ŞART MI?
Cinsellik, insan hayatının temel ihtiyaçlarından olan karmaşık bir örüntüdür. Birey sağlığından söz ederken cinselliğin göz ardı edilmesi mümkün değildir. Cinsellik çok boyutlu ve mahrem yönünün de olması sebebiyle anlaşılması oldukça zordur. Oysa cinsellik, yaşamın başından ölüme kadar insanın yaşamında yer alır. Bireylerin gelişim dönemlerinden veya yaşamındaki değişik olaylarda sürekli olarak etkilenerek değişim gösterebilmektedir.
Toplum olarak cinselliğe ayıp, yasak, günah ve tabu olarak görme eğilimimiz 21.yüzyılda yaşıyor olsak da halen devam etmektedir. Çünkü ülkemizde halen ailede ve okullarda cinsel eğitim verilmemektedir. Amerika ve Avrupa ülkelerinde, anaokullarından itibaren cinsel eğitim verilmemektedir. Ülke olarak biz, bu konuda geri kalmış durumdayız.
Üniversite çağına gelmiş olan gençlerimizin çoğu hala kendi cinsel anatomileri ve fizyolojileri, ilk cinsel ilişki, doğum kontrol yöntemleri ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda bilgisiz. Ayrıca cinsellik üzerinde dini inançların çok büyük bir etkisi var. Türk toplumu olarak duyguları kuvvetli bir toplumuz ve cinselliği de ayıp, yasak ve günah kavramlarıyla ilişkilendirdiğimiz için, kişiler çoğu zaman yaşadıkları en basit bir cinsel eylemden bile suçluluk duyabiliyorlar ve günahkarlık duygularına kapılabiliyorlar. Günahkarlık ve suçluluk olduğunda cinsel sorunların ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Cinselliği toplumca normal ve doğal bir olgu olarak görmüyoruz; daha çok ayıp, yasak, günah kavramları ile ilişkilendiriyoruz. Oysaki cinsellik insanın doğuştan getirdiği bir dürtüdür ve hem kadın hem de erkek uygun koşullarda ve tercih ettikleri kişilerle bunu yaşama özgürlüğüne sahiptir. Cinselliği yaşamak bir haktır ve her insan bu hakkını kullanmakta özgürdür.
Toplumca cinselliği olması gerekenden daha farklı bir boyutta gördüğümüz için toplumumuzun büyük bir kesiminde cinsel sorunlara rastlanmaktadır. Bir sorunu cinsel sorun olarak görebilmemiz için en az 4 ay boyunca her cinsel ilişkide yineleyici biçimde ortaya çıkıyor olması en önemli kriterdir. Erkeklerde en sık rastladığımız cinsel sorunlar erken boşalma, sertleşme sorunları ve cinsel isteksizliktir. Ayrıca penis boyu takıntısı da yine erkeklerin bize en sık başvurma nedenlerinden biridir. Kadınlarda ise cinsel isteksizlik, orgazm olamama ve vajinismus en sık rastladığımız cinsel sorunların başında gelmektedir. Son dönemde ekonomik kriz, geçim sıkıntısı ve iş stresinin artmasıyla birlikte erkekte cinsel isteksizlik sorunuyla yapılan başvurularda da artış olduğunu gözlemlemekteyiz.
Cinsel eğitim eksikliğinin yanı sıra, toplumda kulaktan kulağa yayılmış olan ve yaygın yer tutan cinsel mitler, cinsellikle ilgili beklentilerin fazla olması, cinselliği rahat bir şekilde konuşamamak, merak edilenlerin sorulacağı bir kişinin olmaması ve kişilerin korkularını, endişelerini içlerinde büyüterek cinselliği gözlerinde çok büyütmeleri cinsel sorunları da beraberinde getirir. Toplumca cinsel arzunun ve dürtülerin ifadesi söz konusu olduğunda kadın ve erkek arasındaki eşitsizlik oldukça açıktır. Erkekler toplumca cinselliği yaşamaları için yüreklendirilirken, kadınlarda ise bu dürtü ve duygular bastırılmaya çalışılır, ifade edilmesi hoş karşılanmaz.
Cinsel sorun yaşayan kişiler bu sorunların sadece kendilerinde olduğunu düşünür ve umutsuzluğa kapılırlar, kimseye açılamazlar. Çünkü ayıplanacaklarını ve kınanacaklarını düşünürler. Bu sorunu içlerine atarlar ve böylece sorun büyüdükçe büyür, içinden çıkılamaz bir hal alır. Oysa ki kimsenin cinsel hayatı mükemmel değildir, herkes her zaman sorunlar yaşayabilir. Önemli olan sorunu kabul etmek ve çözüm için doğru yere başvurmaktır.
Cinsel terapistler olarak bizim en önemli misyonumuz ve amacımız cinselliğin doğal bir olgu olduğunu algılanmasını sağlamaktır. Bizlere başvurmak için evlilik şartı yoktur. Evlilik öncesinde cinsel sorunlar yaşayan herkes bizlere başvurabilir, çözüm yollarını terapistiyle bulabilir. Böylece doğru cinselliği öğrenen kişiler, evlilikteki seks hayatına yatırım yapmış olur. Evlendikten sonraki cinsel sorunları minimum seviyeye indirmiş olur