NAMAZ KILARKEN AKLIMA MÜSTEHCEN ŞEYLER GELİYOR!
Namaz kılarken aklıma cinsellik geliyor!
‘’Günlük hayatta aklıma din ile ilgili kötü düşünceler, küfürler, vesveseler geliyor.’’
‘’Namaz kılarken aklıma olur olmadık ahlaksız düşünceler geliyor, kurtulamıyorum’’
‘’Benim aklıma sürekli bu düşünceler geldiğine göre ben çok günahkarım, kötü niyetliyim, ahiretimi kaybettim.”
“Şeytan bana musallat mı oluyor”
Merhaba, bu cümleler tanıdık geldi mi?
Sizi de bu şekilde veya buna benzer istenmeyen düşünceler meşgul ediyorsa ve hayat kalitenizi olumsuz etkiliyorsa obsesif kompulsif bozukluktan muzdarip olabilirsiniz.
Obsesif kompulsif bozukluk zaman zaman çoğu kişide varlık gösterebilen, sürekli istenmeyen düşüncelerle seyreden, derece derece değişen yaygın bir ruhsal rahatsızlıktır. Obsesif kelimesi yineleyen düşünceleri, kompulsif kelimesi yineleyen düşüncelere çözüm bulabilmek adına uygulanan davranışları tanımlar. Ve bu davranışlar çoğu zaman işlevsizdir.
Dini takıntıların görüldüğü bireyler; inançla ilgili şüphe ve tereddüt yaşarlar, abdestlerinin olup olmadığı, boy abdesti alırken kuru yer kalıp kalmadığı, İlah’a karşı kötü sözler şeklinde birçok istemsiz ve rahatsız edici düşüncelerle karşılaşırlar. Bir kişiye bir durum ne kadar ters gelirse ve ne kadar düşünmekten kaçınırsa o kadar aklına gelecektir. Çünkü çok önemsiyordur. Şimdi sizden simsiyah kedi düşünmenizi istiyorum. Tamam şimdi düşünmemenizi istiyorum. Düşünmeme konusunda ne kadar başarılı olabildik? Anlatmak istediğim konu buna benziyor.
Vesvese veya takıntı yaşayan insanlar genelde hata yapmamaya ve yaptığı işi mükemmel yapmaya çalışan insanlardır. İnsanın olduğu yerde hatalar elbette olacaktır, kimse mükemmel olamaz. Birey, kusursuzluk beklentisini dine ve dini davranışlara aşırılık derecesinde yansıttığında yaptığı her dini davranışta mantık dışı düşüncelere kapılabilmektedir. Sonuç olarak dini duygusunu ibadetleriyle destekleyerek yaşamını sürdüren bireyler, bu tür düşünceler yüzünden ibadetlerden uzaklaşabilmektedirler.
Burada panik yapmamanızı ve size faydası olmayan inançlara kapılmamanızı rica ediyorum. Ne kadar didikler, kurcalarsanız daha çok sorun doğuracaktır. Bu düşüncelerin üzerinde durmaz, önemsemezseniz kaybolup gidecektir. Yarayı kaşımak gibi düşünebilirsiniz. Şeytan beni ele geçirdi, artık kötü biriyim vs. gibi cümleler hem geçersizdir hem de size zarar verecektir.. Ben hastayım, kurtulamayacağım gibi umutsuzluğa kapılmanızın size faydası olmayacağı gibi sizi daha kötü etkileyecektir. Dediğim gibi herkeste varlık gösterebilen ve çözümü olan bir rahatsızlıktan bahsediyoruz.
Nasıl ki insan kalbi kan pompalıyorsa, midemiz yediğimiz besinleri sindiriyorsa, beynimiz de duygu ve düşünce üretir, eyleme dönüştürür. O yüzden insanın aklına her türlü fikir gelebilir. Şu ayrımı yapmak gerekir. Bir şeyi düşünüyor olmamız onu istediğimiz anlamına gelmiyor. Bir şeyi düşünüyor olmamız onun gerçek olduğu anlamına da gelmiyor. Az önce söylediğim gibi beyin her daim düşünce üretir. Düşüncelerimizi iyi yönetebilmemiz gerekir. İstenmeyen düşünceleri düşünmemeye çalışıyoruz ama ne kadar düşünmemeye çalışırsak bir o kadar aklımıza gelir. Bu düşünceler rutin bir hal alırsa size zarar verir ve hastalığa dönüşür.
Aklınıza gelen kötü düşüncelerden dolayı kendinizi etiketlemeyin. Siz bunlardan kurtulmak istiyor ve vicdan azabı duyuyor olabilirsiniz. Şunu belirtmek isterim ki siz bu düşüncelerden dolayı günahkar ve ahlaksız değilsiniz. Aksine dininize önem verdiğiniz için bu vesveseler sizi meşgul ediyor. Önemli olan sizin niyetinizdir. Çevrenizden, bunları düşünme geçer gider, fazla takma, duymazdan gel gibi size faydası olmayan tavsiyeler çok duyuyorsunuzdur. Evet, biliyorum, tavsiyelerin, öğütlerin size pek bir faydası olmayacaktır. Ama geçici olarak faydası olan cümlelerde duyuyorsunuz biliyorum. Sen öyle biri değilsin, senin kalbin temiz gibi sizi rahatlatan yanıtlarda var ama söylediğim gibi geçici fayda sağlar.
Yaygın bilinen düşünce, şeytanın sizi dürttüğü, bu fikirlerin onun sayesinde geldiği şeklindedir. Gel bakalım, sen demek çok namaz kılıyorsun veya dürtülmeye uygunsun, sana biraz musallat olayım mı diyor sizce şeytan 🙂
Ama eminim ki bunu söylemiyor.
Çocukluk çağı travmaları ve kişilik özellikleri, hormonların işlevinde bozulma, beyin işlevlerin de bozulma, genetik gibi faktörler vesveseler yaşamanıza sebep olabilir.
Tedavi
İstenmeyen düşüncelerle yani vesveselerle ne kadar çok ilgilenirseniz, savaşırsanız o kadar başarısız olursunuz. Daha da büyür ve hayatınızın merkezine gelir. Ama vesveseyi orada bırakıp dikkatinizi başka bir yere verdiğiniz zaman o zaman başarılı olur ve üstesinden gelirsiniz. Şunu demiş oluyoruz. Sen bir düşüncesin, gerçek değilsin, ve ben seni dikkate almıyorum, daha mühim işlerim var diyoruz. Vesvese anında başka bir işe koyuldunuz o sırada vesvese sizi halen dürtebilir, dikkatini veremiyorsun önce bunu hallet vs gibi. Hayır dikkatinizi veriyorsunuz, ve bu gelen düşünceyi aldırmadan devam edin. Elbette ilk başlar da zor olacak, ama siz söylediğim gibi devam eder, meşguliyetinizi değiştirirseniz gün geçtikçe bu vesveseleri yeneceksiniz. İstenmeyen düşüncelerimizi ekarte ettikten sonra yani artık vesveselere aldırış etmedikten sonra bize vesveseyi hatırlatan bazı eylemlerden kaçınmış olabiliriz. Örneğin yürürken değiştirdiğimiz bir yol veya televizyon izlerken değiştirdiğimiz bir kanal. Burada maruz bırakma dediğimiz bir teknik var. Kaçındığımız, korktuğumuz nesne veya uyaranla yüzleşmek şeklinde tanımlayabiliriz. Kaçındığımız eylemlerin üzerine gidebiliriz. Çünkü bu tür kaçınmalar sağlıklı değil, sorunu çözmez sadece erteler.
Vesvese veya benzeri düşünceler ailenizde, dayınızda, dedenizde vs. yakınınızda bulunuyorsa genetik yatkınlığınız olabilir.
Burada anlattıklarımı denemenizi istiyorum, faydası dokunursa ne mutlu bana, aksi takdirde bir uzmana başvurmanızı öneriyorum.
Sağlıcakla kalın.
Psk. Y.Emre Kurt